
Kazbegi- Turistik Kafkaslar
Bu yaz hep tırmanmaya gideceğimi düşündüğüm Gürcistan’a gezmeye gitmiş bulunmuşken Kafkasları görmeden dönmeyeyim dedim, Tiblis’ten ulaşım kolaylığını da düşünerek-direkt minibüs var- kalktım Kazbegi’ye gittim. Gürcistan’da 5000 metreden yüksek zirve yapma hevesiyle Türkiye’den en fazla tırmanışçının gittiği dağ olan Kazbek’in eteğindeki kasaba.
Kazbegi ve yanıbaşındaki Gergeti, Gürcistan’dan Rusya’ya geçmeden önceki son kasabalar. Kafkasların bu bölümündeki tek geçit burada olduğu için önemli, hoş, artık buradaki sınır kapalı. “Georgian Military Highway” olarak anılan askeri rota Tiblis’ten gelip buradan geçerek Rusya’ya gidiyormuş vaktiyle. Tiblis’ten binilen minibüs de bu yolu izlediği için yolda hem şahane nehir ve göl manzaralarını izliyor, hem de zamanının bu en işlek rotasına inşaa edilmiş mühendislik yapıları ile kilise vb. anıtları görüyorsunuz. Dağlık alanlara gelmenizle dev kartallar görünmeye başlıyor. Yoldaki barajlar haricinde doğanın yabanıl bir görünümü var. Turistik turlarla değil, yerel halkın kullandığı minibüsle gittik. O bile yol üzerinde değişik kayaçların olduğu turistik bir yerde mola veriyor, kaynak suyu içebiliyorsunuz. Yol 4 saat kadar sürüyor, gün içinde birkaç sefer araç var, bizim yaptığımız gibi Tiblis’ten günübirlik gidip gelmek mümkün.
Yol üzerinde daha önce snowboard için gitmeyi düşündüğümüz Gudauri’den geçiliyor, Tiflis’ten yaz koşullarında bile 3 saat kadar sürmesi ve çok da kapsamlı bir tesis görünmemesi nedeniyle ucuz snowboard tatili seçeneklerinden kendisini eledik. Sofya ve Tahran’da şehirden belediye otobüsüyle liftlere gidildiğini gördükten sonra erişim olanaklarını oralarla kıyaslıyor tabii bünye.
Kazbegi’ye vardıktan sonra da buranın başlıca günübirlik aktivitesi olan Sameba Kilisesine giden yürüyüşü yaptık. Çıkışın 1.5 saat kadar sürmesi gerekiyordu, sevgilim ve benim için fotoğraf çeke çeke 50 dakika kadar sürdü. Köyden, çiçekli tarlalardan, ormandan geçen hoş bir patika yol. 350-400 m irtifa alınıyor. İsteyen buraya kadar araçla da çıkabiliyor, ki Kazbek’in klasik rotasına da bu yoldan gidildiği için tırmanışçılar zaman kazanmak adına çoğu zaman öyle yapıyorlar. Bizim tırmanacak malzememiz de zamanımız da araştırmışlığımız da olmadığı için bari şu patikada ayağımız yol görsün dedik.
Kasaba sevimli, tırmanışçı hostelleri ve bilgi ofisleri var, biri Polonyalıların. Yine de aklım buraya kıyasla daha yakın tarihte turizme açılmış olan ve daha teknik dağ yüzlerinin arasında, daha izole bir bölge olan Svaneti’de kaldı. Kazbegi’den sonra karayoluyla İstanbul’a dönelim diye önce Tiblis’e gittik, oradan yaz olduğu için batı sahillerine araç bulmak zordu, Batum bulamayınca Zugdidi, oradan Batum, oradan Hopa, oradan İstanbul diye 39 saat yol gittik. Bu arada gittiğimiz Zugdidi, Svaneti’nin dağlara dağılma noktası Mestia yolu üzerinde, ve orada gördüğüm Mestia aktarması yapan sırtı çantalı, kamp ve tırmanış malzemeli insan popülasyonu da asıl gidilesi yerin Svaneti olduğunu gösterip bir sonraki Gürcistan gezisinin hayallerini kurduruyor. Üstelik farkettik ki –yüksek irtifa merakımız yok ama- Svaneti’de aslında Kazbek’ten yüksek bir dağ da var ama erişimi sorunluymuş. Belki Mestia’ya yapılmakta olan minik havaalanını görmek için bile gitme fırsatı olur : )
Bu arada artık Gürcistan’a pasaportsuz bile gidilebilmesi konuşuluyormuş: http://www.ensonhaber.com/gurcistanla-pasaport-konusunda-anlasildi-2011-02-13.html , bu yaz Giresun’da fındık toplamaya gelen Gürcü işçiler ve onları ucuz işgücü olarak görenlerle beraber gezmeye gidenlere de duyurulur..
[embpicasa id=”5688620902968393921″]