• Anasayfa
  • Gezi
  • Dağ Doğa
  • Fikir
  • Tasarım
  • Diğer
  • Yazı Haritası
  • Bağlantılar
  • Hakkında
Fotoğraf Çeken Japon vs. Farklı Coğrafyalar Fotoğraf Çeken Japon vs. Farklı Coğrafyalar
Avrupa Faaliyet

Melloblocco 2009 Sonrası Takılmacası

Nis 29, 2010
by diego
Comments: 0
Tags: adam ondra, boulder, ev misafirlikli, italya, kaya tırmanışı, lombardia, melloblocco, misafirperver, otostop, şarap, şenlik, tüyo, vadi, val di mello

Melloblocco İtalya’nın Lombardia bölgesinin kuzeyinde, Mello Vadisinde dünya çapında bir boulder-kısa kaya tırmanışı etkinliği. Geçen sene bunun gerçekleştiği haftasonu Milano’da öğrenciyken bir ders için grubumla buluşacağım için başka bir yere gidememiştim, ders buluşması iptal olunca bari boş durmayayım diyerek ayakkabılarımı kaptım, günübirlik gezi niyetine etkinliğin son gününe gittim, sonra insanlarla tanışıp yatıya bile kaldım.

———

Bu vadiye ilk gidişim değildi. İtalya’ya ucuz ve güzel şarap gerçeğine mesafesini koruyabileceğini düşünen saf bir Erasmus öğrencisi olarak gittiğimde önceliğim orada tırmanış konusunda kendimi geliştirmek, oranın kuruluşlarından eğitim almak, dağlarıyla ilgili bir şeyler öğrenmek falandı. Bir takım maceralı tırmanış partneri-etkinliği arayışlarından sonra kapalı salonlardan nefret eden bünyeme Milano’dan iş çıkmayacağını görmüş, Kasım 2008 gibi yakınlarda tırmanıldığını okuduğum Mello Vadisine gitmeye karar vermiştim, orada birileriyle tanışıp beraber tırmanmayı umuyordum. Melloblocco’ya giderken olduğu gibi ayakkabılarımı attım çantama, kemerimi de aldım, gideceğim yeri içermemesine rağmen İtalya’ya gider gitmez “aa büfede dağ dergisi satıyorlar” diye aldığım Montagna dergisinin daha kuzeydeki Bernina bölgesini kapsayan haritasını aldım, yemek, tulum ve mat bile doldurup haftasonu için yola çıktım.

(ulaşım)

Milano’dan bu vadiye toplu taşımayla gitmek için önce Lecco’ya gitmek, sonra aktarma yapmak gerekiyor. Burayı gördüğüm en güzel haliyle görüp suyun laciverti üzerinde yelken yapanlara özendikten sonra da Sondrio yönüne giden bir trene bindim. Bunlardan her durakta duran bir tane var, bir tane de ana duraklara uğrayan. İkincisiyle gidilirse Morbegno’ya kadar gidilebilir, oradan San Martino köyüne otobüs kalkıyor. Her durakta duran trene binilirse Ardenno’da inilip Morbegno’dan kalkan otobüs orada yakalanabilir. Ben trenlerde yok kilometrelik bilet kullanıp, yok bilet onaylatmayıp kontrollerde aptala yatmak gibi yollarla oldukça ucuza/bedavaya seyahat etmekle uğraştığım için en fazla mesafeyi trenle gideyim deyip  Ardenno’da(266m) inmiştim. Burası 15km ileride San Martino(923m) köyünden sağdaki(doğu) Val di Mello olmak üzere iki yana çatallanacak olan Val Masino’nun (Val vadi demek) başlangıcındaki kasaba.

Burada otobüs bekleyeceğime yoldan binerim diyerek yürümeye başladığım küçük şirin köylerin arasından geçen 15km uzunluğundaki ve 650-700m yükseklik farkı içeren vadiyi karşımda Pizzo Badille’nin belirip belirip kaybolan manzarasının cazibesiyle  tamamen yürümüş bulundum, bu da sabah ilk trenleri kaçırarak geç başladığım için akşamı etmem demek oldu. San Martino’ya vardığımda yolda uğradığım “çok amaçlı dağ tesisi”nin kapalı olduğunu görmüş, vadideki kampta insanlarla konuşmuş ama nedense orada olmalarına rağmen kapalıyız cevabı almış, yolda boltlu rotalar görmüş ama insan görmemiş, ne kalacak yerimin ne de birlikte tırmanacak insanın olmadığı sonucuna varmıştım. Vadi yüksekte ve kuzeyde olduğu için tırmanış sezonu geçmişti, son dönüş otobüsü saat 4 küsürdeydi, oranın malzeme dükkanına da bir uğrayıp sezonun geçtiğini teyit ettirdikten sonra tıpış tıpış son otobüsle döndüm.

——–

Melloblocco zamanı önceki seferin deneyimiyle otobüs saatlerine bakıp onu yakalayacak şekilde yola çıkmayı planladım, ama yine yeterince erken kalkamadım. Bu Lecco’ya istediğim treni 3. ya da 4. kaçırışımdı. Yine de elimde ev arkadaşımdan ödünç aldığım kafasına göre çalışan eski bir kompakt fotoğraf makinesi, yola çıktım ve Morbegno istasyonunda otobüs durağına gittim. Zaten Pazar günleri daha da az otobüs varmış ve zamanında gelsem de o sefer olmayacakmış. Bu arada istasyon çevresinde dolaşan bir başka kıza Val Masino otobüsleri buradan mı kalkıyor demiş bulundum. O da Melloblocco’ya gitmeye çalışıyormuş. Romen’miş(Hadi Romanyalı olsun, çingenelerle karıştırılmaktan şikayetçiydi), arkadaşları birkaç yıldır bu etkinliğe gidiyorlarmış, yanlarına uğramaya gelmiş ama orada kalmış. Ardenno’ya gidersek vadinin başında olacağımızı ve geçen her aracın gideceğimiz yönde olacağını, otostop çekebileceğimizi söyledim. Aklına yattı, trenle Ardenno’ya gittik ve bir yol arkadaşım olmuş oldu, adı Dana.

Vadide bir süre yürüdükten sonra tırmanışçı bir çift Dana ve beni arabalarına alıp kampa bıraktı. Kamp su kenarında, eriyen kar sularıyla buz gibi olan derenin üzerine slackline açmışlar, birkaç kişi düşmüş o gün. Kenarda “tırmanışçı şarabı” diye bir şey satılıyor. Burada Dana beni Romanyalılardan çadırda kalan ekiple tanıştırdı, hepsini çok sevmiyormuş, asıl arkadaşları gelene kadar durduk. Ufak tefek, incecik, turuncu saçlı, kocaman mavi gözlü ve çilli kızın babası Türk çıktı. Bafa’ya gitmiştik, bize orada tecavüz ettiler-abartarak kazıkladılar demeye çalışıyor- diyen sarışın çocuk Romanya’nın en iyi bouldercılarından biriymiş. Kızdan da çok ümitliler, yeni başlamış ama 40 kilo ve öküz gibi güçlü diye..

mello-2403
Dana’nın arkadaşları iki kişi ev tutmuşlar, yıllardır geldikleri için yol yordam biliyorlar. Adını hep unuttuğum temiz yüzlü bir gencimiz, bilgisayar medya bir şeycisiymiş. Adı adeta bir element gibi Florin olan bol dövmeli, hiper zayıf ve kaslı, uzun saç üstü bandanalı, göğsü piercingli ve bu detayları göstermek üzere üstsüz dolaşan genç Bükreş’te bir boulder salonu açmayı planlıyormuş, tutamak üretici, endüstriyel dağcı falanmış.  Eğlenceli adamlar çıktılar, “akşam bizde kalın bugün Melloblocco sonu partisine gider yarın da tırmanırız” da deyince misafirleri oluverdim. Sonraki sabahki dersi kırabiliyordum ama öğleden sonra bir hocayla görüşmem vardı, ona yetişmek için fazla kalamayacaktım ama maksat muhabbet olsundu.

(Ödül Töreni)

Tören için önceki gelişimde kapalı olan çok amaçlı dağ tesisine gittik. Bahçesinde boulder kayaları, içinde basketbol sahası kenarı kapalı yapay tırmanış duvarları bulunan, tuvalet işareti testisleri sarkan erkek tırmanıcı çöp adamı olan bir güzide tesis bu.

mello-4
Tören bahçede, köpeğini, sevgilisini, çocuğunu kapan gelmiş. Yolda sırtlarında  kendilerinden büyük crashpad olan çocuklar minik ayaklı yürüyen crashpadler gibi görünüyorlardı. Festival alanında çoluk çocuk ailece slab kayalara tırmanıp yukarıda kendine yer edinenler, köpeklerine istasyon kurup perlondan kemer yapıp düşmesin diye istasyona girenlerle birlikte yaş aralığının çok geniş ve sosyal durumun çok farklı koşulları kapsadığı bir ortam oluşmuştu diyebilirim.  Yürümeyi öğrendiği yaştan itibaren elinin ayağının tuttuğu son yaşlara kadar tırmanan bir kitle, farklı ülkelerden gruplar, bohem profiller çizenlerin yanında Pazar ofis tatil diye gelmiş gibi olanlar, evli ve çocuklular,  yaşı ilerlemiş kumru çiftler, evcil hayvanlar,  her tarafından bir marka sarkan tırmanış modası meraklısı gençler, kendini alıp gelmiş sakin kafa amcalar, 15 yaşında-50 yaşında sabah akşam tırmanıyormuş gibi vücut yapmış olanlar, keyifle güneşlenen hırssız seyirciler, büyükçe bir kalabalık bahçeye toplanmıştı.  Türkiye’de kitle çoğunlukla üniversite öğrencilerinden oluştuğu ve insanlar sadece yaş bakımından değil, tarz olarak da daha homojen göründükleri için dikkatimi çekti. Alanı çevreleyen boulderlarda hamleler deneyenler vardı, sıkılan tesisin içindeki bara ilerleyip birasına kavuşuyordu. Zaten benim için sert olan kaya dolaylarında biraz takılıp biz de alkolümüze kavuştuk.

Festivale kaydolup tshirt ve rehber almak için geç olmuştu, ellerinde kalmamıştı. Bunun dışında standlarda eşantiyon ve kataloglar dağıtılıyordu, Petzl olsun, La Sportiva olsun, North Face olsun gelmişler, La Sportiva anahtarlığım oldu sonuçta. Bir de üzerinde melloblocco yazısına tırmanan çöp adam ve “You are never too old to go out and play” sloganı olan tshirt aldım ama sırtında kafam kadar La Sportiva yazdığı ve marka yazan şeylerden hoşlanmadığım için giyemiyorum.

mello
Festivale kayıtlı olanlar için bir çekilişle sponsorlar malzeme dağıttılar, bizim Romanya ekibinden biri North Face çadır kazandı. Sonra festival süresince yarışma rotalarına tırmananların ödül töreni oldu, erkek rotalarının hepsine sadece Adam Ondra tırmanabilmiş, kızlardansa birkaçı rotaları tamamlamışlar, bir tanesi bir erkek rotası da çıkmış. Güzel de bir ablaydı, sarışın. Erkeklerden de biri tshirtünü çıkarıp üzerimize attığı için olsa gerek büyük coşkuyla karşılandı, ama bana tanıdık görünen tek kişi Adam Ondra’ydı. Kendisini arada arkaya gittiğimizde kalabalıktan ayrı yakaladık, yanımdaki çocuklardan biri tebrikler diye elini sıktı. Sonraki birkaç dakikanın konusu liseli Ondra’nın ahtapot gibi büyük, uzun parmaklı elleri ve deli gibi güçlü olması oldu.

(Pizzacı Fiorelli)

mello-2626
Tören dağıldıktan sonra tüm Romanya ekibiyle buluşup yemeğe burayı bilenler için malum seçim olacak yere gittik: Pizzacı Fiorelli. Yakınlarda çok iyi pizzocheri (sebzeli patatesli peynirli makarna gibi, gri bir şey) yapan bir yer de var, ama Fiorelli tırmanışçıların mekanı. Sahibi buraya yerleşmiş bir tırmanışçı, aynı zamanda malzeme dükkanının sahibi, bizim gençlerin kiraladığı ev de onunmuş, böyle zamanlarda kiraya verdiği bir iki dairesi varmış. Val di Mello tırmanış ortamlarının muhtarıymış adeta, her rotayı bilirmiş, yıllardır buradaymış. Pizzacının duvarları da etkinlik afişleri, ilanlar, dağ resimleri ve tırmanış fotoğraflarıyla dolu zaten. Fiyatlar uygun, pizzalar mis, şarabın da şişesi 6 euro mu neydi, orada başladık içmeye dışarıda devama sardık..

Gece dışarıda, çevredeki dağları ve şelaleleri anlatmak üzere yapılmış piramit şekilli su elemanının yanında bayağı durduk, şarap çevirdik. Gece kalmayı planlamadan geldiğim için üzerimde sadece bir askılı bluz ve mikropolar vardı, bir şeyler vermek istediler, olduğum yerde zıplayarak gerek yok canım dedim. Sarışın çocuk “senin tarzında gezmek istiyorum, böyle bir anda karar verip gece kalmalı” dedi. O esnada ben bütün gün şehir meydanında koşturan ve herkese kendini sevdiren köpeği inceliyordum, herkesindi kendisi.

mello-2633
Gürültü yapıyoruz ve saat iyice geç oldu diye tedirgin oldum, ama iki gün boyunca kasabadaki herkes güleryüzlüydü ve tırmanışçılara iyi davranıyorlardı. Zaten destekledikleri bir etkinlik, buraya en fazla insanı çeken ve köyün adını en çok duyuran şey olduğu için birkaç gün gürültü olmasından rahatsız olmuyorlarmış.

İyice donmaya yakın eve geçip uyuduk, uyuyuş o uyuyuş. Akşam biraz etkileyecek kadar içmişsem sabah çok erken uyanıyorum, tabii günlerdir tırmanan bünyeler yorgunlukla devrildikleri yerden kalkmıyorlardı. Önce gürültü yapmamaya çalıştım, baktım saat geçti kalkmıyorlar, ben de anahtarlarını alıp çıkıp bulaşık süngeri aldım, teşekkür olsun diye bulaşıkları yıkadım. Hem gürültü yapmış oldum böylece ama nafile. Sonunda biri uyanınca diğerlerini de kaldırdık ki o gün gitmeden bir şeyler yapabilelim.

mello-3
Önce gidip tipik brioche+capuccino İtalya kahvaltısından yaptık, kent meydanı uyurgezer modda tırmanışçılarla doluydu, önceki günkü törende ödül alan Rus ve fazlaca güzel kız gelen geçenle konuşuyordu, kahvaltıcıdaki yerel gazetelerde şenlik güzel geçti haberleri vardı, ortalıkta sadece tırmanışçıların yaşadığı bir kasaba havası vardı.

Mayışık bir kahvaltının ardından ben “güçsüzüm işte, hiç boulder yapmadım ki, zaten tırmanamıyorum” diye bıtbıt ediyorum diye bana uygun buldukları bir bouldera gittik. Negatif değildi, hatta biraz pozitifti, yalnızca tutacak bir şey yoktu. Al işte güç değil teknik işi, boşuna tutamak arama, düzgün bas dediler-basamak varmış gibi-, pozitif yerde bile uğraşmam gerekti, neyse hayatımın ilk ve tek boulderını yaptım o gün. 5a dediler, boulder derecelerini bilmiyorum, sanırım olabilen en kolay şey falan, spor bir rotada olsa geçemezdim ama boulder hamleleri için rahattı herhalde. Dana sadece arkadaşlarını görmeye geldiği için tırmanış ayakkabısı yanında değildi, neyse ki ayaklarımız aynı numaraydı. Dağ manzarasının eteğinde kısacık kayalarda oynadık, tuhaf hissettim, yukarıda yürüyor olsam burada tırmanmaktan iyi miydi bilemedim. dönüşte yol kenarında geleneksel tırmananlara gitti gözüm.

mello-2690

Öğleden sonra hocayla görüşeceğim ve Dana da Brescia’daki annesinin yanına döneceği için erkenden ayrılmamız gerekti. Florin bütün gün kendini paralamacasına tırmanmaya bana dememesine karşın yürümekten nefret ettiği için onu bıraktık, sürekli adını unuttuğum çocukla vedalaşıp yolda otostop çekmek üzere Val Masino’dan aşağı yürümeye başladık. Dana gelirken otostop çekmiş olmamızdan çok hoşlanmıştı, otobüs düşünmedik bile.

Vadi yürüyüşümüz bu sefer biraz uzun sürdü çünkü çok az araç geçiyordu ve geçenler 50 metre ilerideki kayaya gidiyoruz gibi şeyler söylüyorlardı, ki durduklarını görüyorduk da. Seyrek seferleri olan trene geç kalacağız diye endişelenmeye başlamıştık. Buna rağmen Dana geçen bir araba üzerinde şansımızı denememizi istedi, “bu modeli kullanıyorsa kesin sikkafalının biridir” diyerek. Neyse ki araba modellerinden anlamıyorum, ama gereksiz gösterişli arabalar kullanan adamlarla gitmeme fikri aklıma yattı.

İyice geç kalıyorduk ki içinde 4 Faslı çocuk olan bir araba durdu. O kadar sapın arasına –Müslüman ülkelerden gelenlere daha az güvenmek saçma değil, kızlara karşı tavırları niyetleri kötü değilken bile tuhaf, dolayısıyla rahatsız edici olabiliyor- katılmayalım diyecek olduk, ama sonra “amaan” deyip kenara sıkıştık. Zaten sadece gürültücü ve bize tuhaf tuhaf bakan insanlardı, aslında oldukça iyilerdi. Milano’ya gidiyorlarmış ama biletimiz var zaten gibi bir gerekçe uydurup trene bindik, yetişmemiz için biraz hızlı gitmeye uğraşıp bizi yolun biraz dışında istasyona kadar bile bıraktılar.

Tren istasyonundan da ip birliğine girmiş 4-5 yaşlarında bir kız bir erkek çocuk  fotoğraflı bir kart alıp okuluma döndüm, koştura koştura leş gibi üst başımla görüşmeme gittim, dersimin ikinci yarısına bile girdim.. Kartı atmak istediğim kişiye adresini bilmediğim için atamadım, bende duruyor hala. Durduk yere mis gibi haftasonu oldu, her şey hazırmış, ben geleyim diye bekliyormuş; yeni insanlar, ev, şarap, kendiliğinden gelişecek şenlik günleri..

  • mello-2.jpg
  • mello-2372.jpg
  • mello-2376.jpg
  • mello-2392.jpg
  • mello-2400.jpg
  • mello-2405.jpg
  • mello-2416.jpg
  • mello-2430.jpg
  • mello-2463.jpg
  • mello-2465.jpg
  • mello-2510.jpg
  • mello-2521.jpg
  • mello-2525.jpg
  • mello-2533.jpg
  • mello-2547.jpg
  • mello-2563.jpg
  • mello-2570.jpg
  • mello-2576.jpg
  • mello-2606.jpg
  • mello-2615.jpg
  • mello-2627.jpg
  • mello-2641.jpg
  • mello-2645.jpg
  • mello-2647.jpg
  • mello-2691.jpg
  • mello-2693.jpg
  • mello-2709.jpg
  • mello-2710.jpg
  • mello-5.jpg
  • mello-6.jpg
Arap Ülkeleri Konaklama Silsileler

Atlas Dağları


Fas
  • Neufert* Görmemiş Şehir: Fes
  • Atlas Dağları

Atlas Dağları Kuzey Afrika’da Fas’tan Cezayir ve Tunus’a Atlas Okyanusu’na dik uzanan, en yüksek kısmı 4.000 metrenin üzerinde 10 zirveyle Fas’ta kalan bir

Aynı geziden başka yazılarNeufert* Görmemiş Şehir: Fes
Ara 07, 2009
diego
0 Comments
Avrupa Doğa Gezisi

Hedonist Ada’da Bitli Turizm 1: Gidiş ve İzlenimler

Kayıtsızca eğlenme eğilimiyle bir kaçış yeri, hedonist bir ada olarak ünlenen İbiza’ya (İspanya) annemin bitli turist tabir ettikleri gibi üç kuruş parayla, sırtımda

Haz 02, 2010
diego
0 Comments

Leave A Reply Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Connect with Facebook

Newer Posts
Older Posts

Kategoriler

Son yazılar

  • El Capitan’ın ilk serbest solo tırmanışı
  • Bazı sabahlar dağ keçileri tarafından uyandırılıyorum
  • Dawn Wall* Neden İnterneti Yıktı Geçti?
  • İznik Ultra’ya 2 Ay Kala
  • Kafka ile Kamasutra
  • Uludağ Vol. 3 – Diamond
  • Kaçkarlar’da Şelale Buz Tırmanışı!
  • Hedik neye yarar (mı)? Kask takmadan döndük..
  • Messner’dan Cerro Torre ve dağcılık tarihi yorumları
  • Yeni yıla biraz dağda biraz Kapadokya’da yürür halde girmeler
  • Doğu Yönünde Yol
  • #turkeynetban #15Mayis #22Agustos #internetimedokunma
  • Uludağ Vol. 2: Kürüz Altoparlak
  • Uludağ’ı Tanıma
  • Kazbegi- Turistik Kafkaslar
  • Sahipsizleştirilen Mahallelerimizden Tarlabaşı
  • “Allianoi diye bir yer yok” diyen bakanımızdan yeni açıklama: Orası domates ihraç merkezi
  • Aladağlar’da beyin bedavaymış da ben o fırsatı da kaçırmışım gibi
  • Tebriz’de Konak Oldum Gülbaba Alnımdan Öptü
  • Güdük ve Meymenetsiz Bir Dağ Olarak Kaletepe
  • Büyükada’nın Kalpazankaya-msısı: Eskibağ Koyu
  • RTE Gibi: Benim de Çılgın Bir Fikrim Var
  • Geyve: Küçük Dedegöl’müş!
  • Maksat Buralar Boş Kalmasın: Kaldı Kuzey Buzulu
  • Anadolu Dağ Maratonu ve Pikniği 2010
  • İstanbul, Mimarını Seç: Koca Sinan’ın Camisi mi, Topbaş’ın Köprüsü mü?
  • Neufert* Görmemiş Şehir: Fes
  • Altıparmak Dağları
  • Sonisphere İstanbul 2010
  • Sırpça, Arnavutça ve Türkçe Prizren
  • Tek Başıma Dağa Gitmeyeli Çok Olmuştu
  • Bira Mojito
  • Haydarpaşa – Yekpare
  • Hedonist Ada’da Bitli Turizm 1: Gidiş ve İzlenimler
  • Palovit Şelalesine Yol: Neden be?
  • TOKİ’nin Hasankeyf Başarısı
  • Zagreb’de Sanat Galerilere Sığmıyor
  • Piyangodan Hama Çıktı
  • Mardin
  • Heidi Ülkesinin Yollarında -6- Geri Otostop
  • 7. Kaynaklar Kaya Tırmanışı Şenliği
  • Geçiş Mevsimi Eznevit Gezmesi
  • Trento ve Dağ Filmleri Festivali
  • Gelibolu Yarımadası Neyi Anlatıyor?
  • Heidi Ülkesinin Yollarında -5- Grindelwald ve Eiger
  • Daha önce dikkatimi çekmemiş, Dipsiz Vadi diye bir yer varmış!
  • Heidi Ülkesinin Yollarında -4- Alpin Turizm
  • Midyat
  • Heidi Ülkesinin Yollarında -3- Tabana Kuvvet
  • Antakya Nasıl? Yenir mi?
  • Avcılık: Hobinizi Uzaklarda Aramayın
  • Heidi Ülkesinin Yollarında -2- Dağ Başı
  • Aladağlar: Güneyden Yeni Yıl Panoramaları
  • Heidi Ülkesinin Yollarında -1- Otostop
  • 23 Ocak 2010 İstanbul’da Kar
  • Taverna’da Rock ve Parmesan- ve Daha Çok Bari
  • Yine Yurt Buldum: Niğde’de Kırgız Gibi!
  • Kendi Kendime Takvim Yaptım
  • Erciyes: Niye ki?
  • Messner’ın Mimarlığı: Firmian Dağ Müzesi
  • Isparta’dan Kars’a Seyir
  • Avrupa Börek Sınırı
  • Suriye’den Notlar
  • Atlas Dağları
  • Bayrampaşa Cezaevi’nden Kalanlar
  • KYK3 Mostar: Sınırda Barınmak
  • İki Dil Bir Bavul Bir Süreç
  • (TAVUK) KANAAAAĞĞTT
  • Taşkışla’dan Sahnesiz Sahnelemeler
  • Büyükada Faunası
  • KYK2 Macaristan’da Moğol Gibi!
  • KYK1 Dara Köyü Kazı Evi
  • KYK: Konut Yaşam Kurguları
  • Herşeye Nar Katan Kadın
  • Bozcaada’dan 3 Leziz Şey
  • Boksör Takası
  • Sapphire’dan İstanbul
  • Yazı Haritası

Etiketler

2008 noel balkan turu ada aladağlar alpler anı aylaklık balkan berner oberland 2009 bivak couchsurfing dağ denenesi ege etkinlik ev misafirlikli fas güneydoğu anadolu heidi istanbul isviçre italya jest kaya tırmanışı kaçkarlar Kentler konut konut yaşam kurgusu kış faaliyeti manzara mardin MIM 411 otostop panorama proje sulağankeler sınır sıyırmalık tabiat parki tüyo vadi vize istemeyen ülkeler x'e sadakat yanardağ yol yürüyüş
  • tbt 2008 takla bahar enlii k trman sezonu bitmek zerehellip
    2 ay ago by etipuf  #tbt  2008 taşkışla bahar şenliği kış tırmanış sezonu bitmek üzere olduğu halde ufak tefek teslimlerle meşgul olduğum, iki kaşımın arasında sivilce çıkan şu günlerde bir şenlik throwbacki. bu haftasonu da keşiştepede şenlensem diyorum ama bi çift teknik kazma lazım. ankarada ödünç verebilecek olan? :/ ikinci fotoda tüm sütkafalılığıyla arz-ı endam eyleyen kuzum  @sevgingo  bahar şenliği de malum hep teslimlere gelir idi, hem delirir hem çalışır idik.. bu haftasonu da atmacayla delirsek iyi işte. atmaca beni dağa götür.  #ta şkışla  #ortabah çe  #bahar şenliği  #itumimarlik 
  • tbt 2014 bala yaylas cilo dalar  hakkari 2014 atekesinihellip
    2 ay ago by etipuf  #tbt  2014 bala yaylası, cilo dağları / hakkari 2014 ateşkesini fırsat bilip yıllarca fotoğraflarına baktığım cilo dağlarına gitmeler, misafir gelmiş ağırlayalım diye yarışan yaylacılara misafir olmalar. arkadaki muhteşem sivri  #hansbobek  krokisinde adı kadın parmağı mesela. ama orada bobek tepe diyenler de var.. ya bana yeni doğmuş bi kuzu vermişlerdi de sağılma saatinde çadırdan anne koyuna taşımıştım. çoban koyun kırkarken kafasını tutmuştum (zormuş baya). sağılmak için sıraya giren koyunları yönlendirme ve toplama işi vermişlerdi de pek toplayamamıştım bi tanesini baya kaçırmıştım da bacak kadar çocuk depar atıp yakalamıştı.. nereden aklıma geldiğini itiraf etmem gerekirse.. (brace yourselves, bullshit ahead) şimdi benim evimi…
  • Bugun erciyese gelmenin iyi yanlari 1 nurettinozc hakanbalaban ve 2hellip
    2 ay ago by etipuf Bugun erciyese gelmenin iyi yanlari 1-  @nurettinozc   @hakan .balaban ve 2. Fotoda bizi ceken  @fulyazengin  i gormek. Agiyle noyanla nurettinlerde kahvaltilar aksam goygoylari 2-ali dagina cikip foto3teki lithosu seyretmek 3-bu sezon aldigim goggledan baya memnun olmam Kotu yanlari 1-berbat hava, ilk fotoda nurettinin arkasinda gondolun gorunmemesi, 4. Fotoda yemekte oldugum tipi 2-pistlerin bol kara baglamasinin iyi olmayip 0 gorus ve tipiyle beraber berbat kar kosullari dedirtmesi 3-pistler kapanmadan bikip birakacak kadar tipiden dayak yemek Dusununce fena gun degilmis yani. Kisitli kayak, guzel insan gormeler
  • tbt aladaglar Ne kadar da himalayalara cokokrem cikarmisim gibi ortamhellip
    2 ay ago by etipuf  #tbt  aladaglar Ne kadar da himalayalara cokokrem cikarmisim gibi ortam olmus di mi? Halbuki bildigin eznevit. Karayalaktan emliye geciyorum ooyle. 2013 mu 14 mu bakamadim simdi. Basit sekersiz suradan suraya gitmem.  #dostupidshit   #doshityoulove   #foodporn   #choosemountains  #çokokrem
  • Gecen gun videosunu koydugum tur kayagi amp hedik haftasonundan wayldlayfhellip
    3 ay ago by etipuf Gecen gun videosunu koydugum tur kayagi & hedik haftasonundan wayldlayf. Ilk iki fotografta gece ben uyurken beylerin sesini duydugu kurdun ayak izleri var. Ay ac kalmiyodur umarim cok kar yagdi. Yavrim ya. Sarimemede kadar inmis nerdeyse. Diger fotograf ve videolar cok scaip bi kus davranisina ait. Akbaba oldugunu dusundugumuz tek bi buyuk yirtici suru halindeki karga veya kuzgun oldugunu dusundugumuz bir grup kusa yaklasti. Bunun uzerine kucuk olan kuslar kacmak yerine buyuk yirticinin etrafini sardi ve cok duzensiz ucmaya basladi. Bu sirada cevre zirvelerin (kizilkaya yonu) ardindan baska kus gruplari da gelerek bu ablukaya katildi. Bi sure buyuk yirticiyla beraber…
  • Son olarak kamptan turkayagi ile gezmelerden birkac fotograf Bizimkiler dagdelisihellip
    3 ay ago by etipuf Son olarak kamptan,  #turkayagi  ile gezmelerden birkac fotograf. Bizimkiler  @dag_delisi   @cherryb_   @nedimurcan  orada burada. Siyirma vadisi ve guzeller kuzey canaginin oo seytan rampasi alirim bi dal manzaralari. Haftaya buralar hep munih olacak da, elim fotolara gitmisken bisiler atayim diye.  #aladaglar   #skitouring   #randonn ée  #alpinetouring   #emliorman ı  #choosemountains   #thegreatoutdoors 
  • tbt 2008 dara anastasiopolis kazsnda 25 aralk 2014te kaybettiimiz profhellip
    4 ay ago by etipuf  #tbt  2008 dara  #anastasiopolis  kazısında 25 aralık 2014'te kaybettiğimiz prof. dr. metin ahunbay'ın yanında stajyer olarak tarihi taş çizmeler, mardin köydeki bi ailenin evi (yani sülalenin bi avlu etrafındaki evleri içinde halanın üst katı) kazı evimiz. çok sıcak. gece toprak damda yatıyor, öğlenleri eve dönüp çizimleri temize çekiyoruz. bulunan seramiklerin arasında varyemez amca gibi yatıyorum filan. küçük çocukların bildiği türkçe sözcükler ismail yk'nın seksizm, haysiyetsizlik ve ata sporu olarak tecavüzü yüceltme üzerine şarkılarından ibaret. 'bas gaza aşkım bas gaza' diye dolaşıyolar ortalıkta. tanışmaya çok yanlış yerden başladık diye üzülüyoruz. köyün bi de delisi var. turistlere *deleledelele* diye bağırıyo, onlar da…
Ⓒ Aksi yazmayan herşey kendi içeriğim, commons filan yok, kopyalamayın.