Dawn Wall* Neden İnterneti Yıktı Geçti?
Ve ondan öğrendiklerim
http://eveningsends.com/climbing/dawn-wall-broke-internet/ adresindeki Andrew Bisharat‘a ait yazıyı tırmanış gündemi açısından ilginç gördüm, çevirdim, YTUDAK e posta listesine attım. Buyrun efendim, meraklısına:
(*Blog sahibesinin ön açıklaması: Dawn Wall Yosemite Milli Parkı’ndaki (ABD) El Capitan üzerinde 915m yüksekliğinde bir kaya duvarı. Burada açılan 5.14d dereceli 32 ip boyluk rota zorluğun sürekliliği gibi etkenlerle beraber bugüne kadarki en zor büyük duvar tırmanışı olarak adlandırılıyor. 14 Ocak’ta Tommy Caldwell and Kevin Jorgeson 19 günlük bir çaba sonucunda buranın ilk serbest tırmanışını tamamladı ve bu ana akım medyadan (8000likler ilk çıkılırken yapılan haberler gibi!) büyük ilgi gördü. Tırmanış sırasında vadi tabanında toplanan milli parkın olağan kış ziyaretçi sayısından büyük bir kalabalık tarafından (İlk Eiger Kuzey Yüzü denemelerinde Grindelwald’da toplanan turistler gibi!) izlendiler, Alex Hannold gibi tırmanışçılar aşağıdan bu tırmanışın önemiyle ilgili röportajlar verdi. Aşağıdaki yazı bu tırmanışın tırmanışla ilgili olmayan kitleye ulaşmasıyla ilgili.)
Görsel http://climbingnarc.com/2011/11/tommy-caldwell-dawn-wall-push-underway/ adresinden, duvardaki rotayı gösteriyor
Tırmanış camiasından kimsenin #DawnWall’un flaş haber olacağını beklediğini sanmıyorum. Görünüşe göre hemen her haber kanalı bu tırmanışı ele aldı, hepsi farklı oranlarda başarılı oldular.
ABC Haber bu(http://abc7news.com/travel/fellow-climber-attests-to-difficulty-of-el-capitan-climb/473993/ ) paha biçilemez ‘habercilik’ şaheserini ortaya koydu. “Alex Honnlove”la yapılan bu röportaj gördüğüm en tuhaf ve komik röportajlardan biri olabilir. Bir de tabii haberdeki hemen her ismin yanlış yazılmış olması var- Alex Hannold önemsiz biri olduğundan değil. ABC Haber’in iki dakikalık bir Google aramasıyla ulaşabileceği en temel bilgileri dahi tutturamamış olması günümüzde haberciliğin ne hallere düştüğünü ortaya koyuyor. Gerçekten korkunç.
İlginçtir, Outside bu tırmanışı kapsamlı şekilde ele almayan tek doğa sporları yayını gibi görünüyor. Outside editörlerinden birinin Facebook’ta Yawn(Esneme) Duvarı’yla ilgili huysuz bir yorumunu da görmüş bulundum. Altı yıl boyunca bu duvarı seçkin dergilerimizde, belli başlı web sitelerimizde ve kült haline gelen tırmanış filmlerinde görüp durduktan sonra onu hissettikleri için suçlayamayız.
Ama haksız.
Dawn Wall’a yöneltilen tüm bu ilgi bu tırmanışa bir önem hissi kattı, aya ilk kez çıkılması gibi bir şey. İronik olarak 2015’te aya çıkılması ancak 3. sayfada haber olur. Dawn Wall’sa bir şeyleri tetikledi.
Neden diye düşünüyorum.
Ocak ayında yaklaşık iki hafta boyunca toplum bir durup yalıtılmış küçük tırmanış dünyamızla ilgilendi. Ve “serbest tırmanış”ı tanımlamak için yapılan birçok tuhaf, beceriksizce denemeye rağmen herkesin oldukça içten bir şekilde biz tırmanışçıların tam olarak ne yaptığımızı anlamaya çalıştıklarını söyleyebilirim.
Haberdar olabileceğiniz üzere National Geographic’de Dawn Wall haberini hazırlama şansım oldu- bundan şeref duydum. Bir yandan da bunu hazırlarken Dawn Wall’un ilk serbest tırmanışını yapmanın ne demek olduğunu hızlı, doğru ve tam olarak açıklamanın ne kadar zor olduğunu gördüm. Sonuçta on yılın üzerinde deneyimi olan profesyonel bir tırmanış yazarıyım ama ben bile kendimi bunu genel okuyucuya açıklayabilmek için kafamı dizüstü bilgisayarıma vura vura uğraşırken buldum. Hele tırmanmayan bir yazarın bizim bu küçük salak oyunumuzun kurallarını anlamaya çalışırken ne kadar zorlanacağını ancak hayal edebiliyorum.
Bir düşünün. Nereden başlarsınız? Öncelikle serbest tırmanışın yapay tırmanış olmadığını açıklamalı, ama serbest solo da değil. Sonra bir ip boyunu temiz çıkmanın kurallarından bahsetmek gerekir, ama okuyucunun karanlık bir Franken-ormanında(Ç.N. Fraken-jurada/stein) 1980’lerde bir ana sürüklenmesini istemiyorsanız “temiz çıkma” jargonunu da kullanmamanız gerekir. Hem ip boyu ne demek ki? Çoğu zaman iki istasyon arasındaki tırmanış güzergahı olduğunu söylemek açıklayıcı olacaktır, ama Dawn Wall yeni bir rotaydı, yani ilk tırmananlar istasyon aralıklarını kendileri belirlediler- ellerini duvardan ayırabildikleri yerde durdular gibi. Bu da herşeyi tamamen keyfi gösteriyor (ki kabul edelim ki öyle).
Her neyse. Demeye çalıştığım şu ki serbest tırmanış hakkında yazmak gibi zahmetli bir işi üstlenen herkese sempatim var, özellikle de Dawn Wall kadar karmaşık bir rotayla. Bir resim bin söze bedeldir denir, bu durumda da bu çok doğru, hele de o resimler hareket ediyorsa.
Daha önce yazdığım üzere bu tırmanışın sporumuzun tanıtım yüzü olmasından memnunum- son derece zor ve nitelikli bir tırmanış, yapanlar da deneyimli ve iyi huylu adamlar. Ana akım medyanın arada sırada yakaladığı tipik manşetlerden iyidir: çılgın ipsiz tırmanış, parasıyla yapılan ve sömürücü Everest çıkışı, veya testislerinden emniyet alarak highline’da yürümek gibi başka başka salak sirk numaraları. (Ç.N. görseli var: http://eveningsends.com/wp-content/uploads/2015/01/Naked-Slackliners.jpg )
Ana akım medyadaki birçok habere yapılan yorumlar da aydınlatıcıydı. İki türden insana ayrılmış gibilerdi: Birinin neden bu kadar bencilce, saçma ve uçarı bir şey yapmak isteyebileceğini anlaması mümkün olmayanlar var. Diğer tarafta da görünüşe bakılırsa hayatta kendi tutkuları olanlar var. Bunlarınki de tırmanış diyorlar (Bu insanları seviyorum!).
Diğer taraftan tırmanış camiası Dawn Wall’un ne stilde serbest tırmanıldığına odaklanmış durumda: Caldwell ve Jorgeson’un ‘takım serbest tırmanışı’ fikrini çoğumuzun yaptığı lider sallandırmalı haftasonu çok ip boylu tırmanışlarından çıkarıp Himalaya ekspedisyonlarındaki gibi bir şeye dönüştürmesini didikliyorlar.
Örneğin 16. ip boyu tırmanış camiasının hala nasıl yapıldığını ve bir ip boyu mu, yoksa iki veya üç mü sayılması gerektiğini anlamaya çalıştığı karmaşık bir etap.
Bu soruları ben de ilginç ve incelemeye değer buluyorum (Rock and Ice’ın bir sonraki sayısında yazacağım).
Sonuçta son iki haftadır Dawn Wall hakkında yazılanlardan ve genel izleyicinin tepkilerinden öğrendiğim en değerli şey tırmanışı havalı yapan şeyin biz saplantılı tırmanışçıların odaklandığı derece, stil ve tüm diğer ufak şeylerle çok az ilgisi olduğu. Gerçekten, tırmanışı harika ve merdivenden daha zor herhangi bir şey çıkmamış birine bile hitap edebilir yapan şey bize büyük hayaller kurma, maceralara koyulma ve zor bir şeyleri başarmak için sıkı çalışma ortamı sağlaması.
Artık ulaşacağımız bir ay veya fethedeceğimiz zirveler yok. Gezegendeki herşey Google tarafından belgelendi ve haritalandı, ve dünyanın Facebookları tarafından paraya çevrildi. Yine de biz insanların hala zihinlerimizi ve vücutlarımızı kendi sınırlarına zorlamak için yeni ve tatmin edici yollar bulmak adına en delice ve anlamsız zorlukların hayalini kurma yeteneği var.
Tırmanış tamamen anlamsız şeylerden kişisel anlam çıkarılabilecek bir bağlam- eğlencesine kayalara tırmanmanın muazzam saçmalığı. Gerçekten günümüzde kaya tırmanışının öyküsü bu: iyi bir hayat sürmek için tutkuya dayalı bir çerçeve. Ne daha fazlası, ne daha azı.
Dünya şimdiden ilgisini başka konulara kaydırdı, ve amerikan futbolu ligi başlayana dek tırmanışın yalıtılmış, kimsenin anlamadığı ve umursamadığı ufak bir spor olmaya geri döneceğine eminim. Ama bir an için tırmanışın neden dünyanın en harika sporu olduğunu anlatmak üzere sahnede iki haftamız olmuş olmasından memnunum.