Büyükada’nın Kalpazankaya-msısı: Eskibağ Koyu

Büyükada’nın Kalpazankaya-msısı: Eskibağ Koyu

koyun iskelesi denizi, şirinliği:)

e manzara da güzel

Büyükada benim için Aya Yorgi’ye kadar yürüyüp Yücetepe Kır Gazinosu’nun ızgara etlerine gömülmek demekti. Karşıda bitmeyen betonuyla İstanbul küçücük olurdu, küçük bardaklarda oranın içimi kolay, etkisi yokuş aşağı inişte yalpalarken anlaşılan etiketsiz şarabından içilirdi, çıkana kadar öyle acıkılırdı ki o etten güzel et yenemezmiş gibi olurdu. Yazları bir taraftan güneş batar diğer taraftan ay doğardı, manzara ve tüm o ızgara ete çileli manastır yolundan ulaşma törenselliği falan işte..  Ada’da başka şey yapmaz olmuştum.

Yücetepe hoş, salaş bir yer, mesela yemek için gidip pişene kadar bekleyip kendi masanıza kendiniz götürüyorsunuz. Vefakat fazlaca meşhur oldu herhalde ki son birkaç keredir o et sırasında yarım saatten fazla bekledim. En son kışın gittiğimde soba başında keyiflice oturabildiğimi hatırlıyorum, yazın hep sıra beklemek ve masa kapmakla geçer oldu ziyaretler. Bandrolsüz alkol de yasaklanınca orada içtiğimiz şarabın yerine başka bir şey geldi, oraya özgü bir keyif kalmadı aklımda. Son gittiğimde Aya Yorgi’ye çıkan yokuşun sonlarında müzik yapan saç sakal ağabey bile yoktu. Bir şeyler eksilmiş.

kır gazinosu

Yücetepe’yi kaybedince dün sevgiliyle yaptığımız rutin dışı ada gezmesinde yeni bir kır gazinosu bulmamız çok sevindirici oldu. Bu sefer bisiklet kiralayıp adanın çevresini Büyük Tur Yolu’ndan dolaştık. Ada’nın arkasında Arap Burnu yakınlarında (haritada doğru işaretlediğimi umuyorum) Eskibağ Koyu Kır Gazinosu diye bir yere denk geldik. Sevimli ahşap masalar ağaçların arasında, sakin, denize de girilebiliyor. Dik bir yamaçtan aşağıda bir koy ve küçük bir iskele var. Meyve bahçesi, kuş evleri falan – mekan genel bir huzur havası içinde. Standart kır gazinosu menüsü, içecekler, ızgara et ve ev tipi atıştırmalıklar var. Bir şiş et, patates, çay ve gazoza 28 lira verdik, öyle çok ucuz falan değil, ama etin hakkını vermek lazım. Ortam Burgazada’daki Kalpazankaya’nın eski hali gibi biraz.  Bu arada Kalpazankaya’ya da son gittiğimizde tüm eşyalar yenilenmiş, ortalığa bir soğukluk çökmüş, fiyatlar artmıştı. Ne oluyor bu adalara yahu?

Biz bu Eskibağ Koyu’na yüzmeye de gideriz dedik. Eylül gibi harika olur, adanın iyice arkasında kaldığı için kalabalık olacağını da sanmıyoruz. Arada sırada yanımıza kitap alıp, orman ve deniz havasına karşı çay içip pinekleme niyetimiz var. Öneririm, ama lütfen akın akın gelmeyin, sakin şöyle!